27 Ocak 2012 Cuma

Saçmalamak


Saçmalama otur oturduğun yerde, sana göre değil koşmak. Gülme, yakışmıyor sana gülmek hak etmiyorsun. Ağlama da, ağlamakta yakışmıyor sana. Sen kal, dur orada. Sus, sustukça sıra sana gelmeyecek. Sana gelen bana da gelmeyecek. Bekle, bekleyebildiğin kadar, konuşmadan, susmadan, gülmeden ağlamadan dur sadece. Bir heykel gibi, putlar gibi kal kalabildiğince. Nefes bile alma, aldığın nefes haram sana. Solduğun oksijen çaldıklarından, yapma sakın gelme, gitme, yürüme konuşma dur sadece durabildiğince. Bir çiçek gibi kal, saksıda duran sadece süs olsun diye konulan bitkiler gibi. Bitkisel hayata gir anlamsız hayatında. Oksijeni alıp verdiğin karbonları tut içinde salma dışarı, öl, öldürmeden öl. Bir dua okunursa şayet bedduan olsun olabildiğince. Belki tutar, ya tutarsa, ya tutup ta bırakmazsa, bırakıp ta tutamazsa, ya kasten bir cinayet işlerse faili meçhul. Kim verecek yada verebilir ki hesabını. Yazacaksa veresiye defterine verilmeyecek hesap yoktur, dolduğunda taşıyorsa defter ya yüzsüzdür yada vurdum duymaz. Saçmalayabilmek saçmalıkların saçmalanmış olduğu en büyük saçmalıktır aslında. Saçmalamaksa aslında bazen en güzel şeydir saçmalayabildiğince saçmalamak ona buna aldırış etmeden. Kimin ne dediğinin bir önemi olmadan. Saçmalamak işte saçma sapan saçmalamak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder