13 Ekim 2011 Perşembe

Bir Tatlı Tebessüm


Ahmak bakışlara maruz kalan kadın, bilirim ki sen savurdukça o sahte gülümsemeleri için yanar. Diğerleri ise seni mutlu sanıp bakışlarını eksik etmezler üzerinden. Sen güldükçe bir çift göz daha eklenir üzerine kitlenen. Sussan kimse anlamaz, umursamaz belki de. Nasıl olduğunun hiçbir önemi yoktur diğerleri için. Yalandan iki gülümseme savurup devam ederler kaldıkları yerden yalanlarına. Sense yalandan bir gülümseme eklersin onlara. İçindeki sebepsiz fırtınalardan kimsenin haberi olmaz, zaten olsa da saniyelik birkaç hal hatır sorma merasiminden sonra unutulur gidersin.

Herkese göre sen mutlusundur, belki de göstermek istediğin yüzün budur. Kimse bilemez göremez işte gönül gözüyle bakmadıkça. Bazen susmak bazense boş bir sokakta yürümek istersin yalnızlığınla. Tüm şehrin gürültüsünden kaçıp o kavak ağaçlarının yapraklarının döküldüğü bir yolda o kurumuş her bir yaprağı ezmeden kimi zaman sekerek kimi zamansa zıplayarak devam edersin. İçinden belki de bir şarkı mırıldanırsın, bıkkınlığını ve sıkkınlığını gidermek için. O an kendinle baş başasındır, tek başına. Belki de özgürleşmek için çıktığın bu yolda bir ele yada bir çift göze ihtiyaç duyabilirsin. Seni anlamasını istediğin seni görmezden gelmeyen biri ile o yolda saatlerce yürümek sana huzur katacak bir istek.

Bir ağaca yaklaşıp oraya belki de kısa bir not yazmak isteyeceksin. Ama ağaca yaklaştıkça yüreğin izin vermeyecek buna. Çünkü canını acıtacağını düşüneceksin ağacın. Vazgeçeceksin ve yoluna devam edeceksin mırıldandığın şarkı ile. Çökeceksin bir ağacın dibine ayaklarını uzatarak, önce ellerine bakacaksın, tırnaklarına bakıp uzayıp uzamadığını düşüneceksin. Saçlarını bir el hareketiyle kavrayıp kırıklarını düşüneceksin. Ellerini cebine koyup aslında cevaplamak istediğin hiçbir soruyu bulamayacaksın. Öylece karşıdaki o kavak ağacına ve üstünde ki kargaya bakacaksın. Onun o cevizi kırmak için havalanabildiğince havalanıp belli bir yükseğe çıktıktan sonra, kırılması için yere attığı cevizi takip edeceksin. Yüzünde birden bir tebessüm oluşacak ve güleceksin öyle tek başına. Bu olayın kargayla ceviz arasında ki mantığını düşüneceksin. Sonra aklına o kargayı insanlarla kıyaslamak gelecek ama vazgeçeceksin sıkılıp.

Ayağa kalkıp o bomboş yolda kahverengimsi renklerin büründüğü yolda yoluna devam edeceksin. Önüne bir göl çıkacak, merak edip iyice yaklaşacaksın. Yaklaştıkça toprağın çamurlaştığını fark edeceksin. O an işte kararsız kalacaksın daha fazla ileriye gidip gitmemekte. Ayaklarının ıslanmasından o çamura batmaktan korkacaksın. Ama merakta ediyorsun ve bakmak istiyorsun. Göl kenarında ki kurbağaları göreceksin. Sanki senin geldiğini görmüşler gibi hissetmişler gibi varaklamalarını duyacaksın. Kulağına çok sevdiğin bir şarkının melodisi gibi gelecek sesleri. Yukarıda kurbağalara eşlik eden kuşların sesi de eklendiğinde ve ağaçların o rüzgarda çıkan sesleriyle birlikte kendini doğanın o orkestrasına bırakacaksın. Bu ormana çıktığın için mutlu olacaksın. Yüzün gülecek ve kendini doğaya bırakacaksın. Ama aklında halen o göle yaklaşıp yaklaşmama sorusu olacak. Birden gölün dibindeki balıklar bir merakla yukarıya doğru çıkacaklar. Sen bu eşsiz manzara karşısında kendinden geçip onlara eşlik etmeye başlayacaksın. Diline dolanan o şarkıyı tüm hayatın boyunca tekrarlayıp duracaksın.

Şehirden uzaklaşmış olmanın vermiş olduğu heyecanla evine belkide geri dönmek istemeyeceksin. O an ki eşsiz melodinin hiç bitmemesini bir ömür boyu burada kalabileceğini düşüneceksin. Ama gitmek zorunda olduğunu bileceksin. Bunun farkına vardığında içinde ufak bir hüzün oluşsada burada geçirdiğin bu bir saat hayatının en önemli en özel günü olarak kalacak. Bunları yaşadığın için önce Allah a sonra senin buraya kaçmana neden olan insanlara şükranlarını sunacaksın.

Hayatta her şeyin bir nedeni bir sebebi vardır. Bazı insanlarla tanışmamız gibi, yada kaçırdığımız bir münübüsün daha sonra kaza yapması gibi. Kaçırdığımız için üzülsekte kaza yaptığını gördüğümüzde iyiki kaçırmışım demenin vermiş olduğu mutluluk gibi. Ne olursa olsun başımıza ne gelirse gelsin yüzümüzden tebessümleri eksik etmemek gerekiyor. Her şeyi de kader yada kısmete atmadan gülmeyi becerebilmeliyiz. Hayat yaşadıkça güzel zevk almayı bildikçe güzel. Gülmekse bir ömre bedel… Saygılar Sevgiler….






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder