27 Ekim 2011 Perşembe

Bir Anne


Sabah üşüyerek kalktığında kadın önce cama yöneldi, yılın ilk karı yağmıştı. Tatlı bir tebessüm bıraktı gördüğü güzel manzara karşısında. Ama düşünmesi gereken bir çok şey vardı kadının. O bir anneydi ve herkesten önce kalkmalıydı her sabah olduğu gibi. Önce kömür sobasını yakmalıydı. Temizledikten sonra sobayı, tükenmekte olan birkaç odunu atıp tutuşturdu sobayı. Evin o buz kesen soğukluğu az da olsa kırılmıştı. Sahip olduğu kömürleri idareli kullanmalıydı kadın ve çocukları okula gidene kadar evin sıcak olması kafiydi onun için.

Mutfağa gittiğinde çocuklarının önüne nasıl bir kahvaltı koyacağını düşünüyordu. Dolapta 3-5 zeytin ve küflenmekte olan bir iki dilim beyaz peyniri vardı. Her gün yeni bir umutla uyandığı sabahlardan biraz daha farklıydı bu sabah. Daha ne kadar kandırabilirdi ki kendini, istediği hiç bir şeyin olmaması ve ne olursa olsun çocukları için hayata gülmeyi ne kadar daha becerebilirdi ? Eski püskü olan çaydanlığına suyunu koyup kaynaması için sobanın üstüne koymuştu, o sırada da dolaptaki kahvaltılıkları masaya yerleştiriyordu. Bakkala gidip veresiye yazdırmak onun için ölümlerden beterdi, yediremiyordu gururuna. Mutfakta erzak dolabını karıştırırken gözü kavanozun dibinde bir parça kalmış una takıldı. Yüzü gülmüştü, çünkü bu undan çocukları için güzel bir şeyler yapabilirdi. Ya yarın, yarın ne yapacaktı ? Orasını düşünmek istemiyordu. İstediği sadece bir gün daha çocuklarını okula güler yüzlü bir şekilde yollamaktı.

Çocukları için hazırladığı sofradan sonra tek tek uyandırmaya gitti çocukları. Hep beraber güzel bir kahvaltı yapmak istiyordu. Onları bu yeni bir güne umut dolu sevgi dolu güzelliklerle yollamak istiyordu her ne kadar kendi umutsuzluğunu içine gömüp. O bir anneydi çünkü. Çocuklarının karnı doysun diye sofrada ki hiç bir şeye dokunmuyordu dokunamıyordu, sadece içtiği sıcak bir çaydı ve kafasında akşam için neler yapabileceği. Çocuklarını yolladıktan sonra okula, sönmüş sobayı o soğuya rağmen yakmadı bir daha. Eski püskü olan bir battaniyeye sarılıp camın karşısına geçerek umutsuzluğunu yenmeye çalışıyordu. Düşündüğü kendisi değildi, tek düşünebildiği çocuklarıydı, çocuklarının geleceğiydi…


(Devamı daha sonra)

1 yorum:

  1. Bende bir anneyim.5 senedir kendimden önce düşündüğüm tek şey Deniz.

    YanıtlaSil