2 Eylül 2012 Pazar



Böl bir daha tam ortasından kalbimi.
Ve git.Ne de olsa alışkınsın beni eksik bırakmaya.
Kaçmayı bilmez ruhum, bekler.
Yeri ve mekânı hiç olmadı.
Bir kalpte tam işgali de.
Yarım yamalak sevdaların adamıyım ben.
Acının esiridir ruhum, tutsaktır.
Müsaittir her sevdanın içinde kendini bir iple,Bir kutu ilaçla yok etmeye çabalamaya.
Peşinden bakmanın yarattığı his tanıdıktır.
Sonra ağlamak, bira şişelerinin içinde bir insan yaratmak,Bunlar hep aynıdır ki, aynı acıyı verir vücuduma.
Bak, elimde bir kibrit kutusu,Çöplerinden benzetme yapıyorum.
Her biri bir insan, bir kalp oluyor.
Bir tanesini alıyorum, yakıyorum.
Diğerlerinin üzerine bırakıyorum,Hepsi yanıyor, kül oluyor.
Ruhum biliyorum bu sevdalar organize.
Kaçarsan, sığınabilirsen bir başka ruhun içine kurtulursun.
Yok kaçamazsan, bir bir gelirler kapına eski esaretler.
Sorgularlar seni sabahlara kadar.
Saçma bir özlemek olur hayali suretler.
Hangisiydi dersin en çok acıyı bırakan.
Hepsinin bileşkesi olur cevabı.
Kansız olur hezeyanlar.
Psikiyatrik inceleme ister başından sonuna bu nöbetler.
Bilmezsin ki eksik yanını.
Devam etmeye çalışırsın gündelik yaşantına.
Tok çıkar sesin tanıdık, tanımadık herkese.
Sonra olur olmaz sinir yapar, ottan-boktan sebepler.İncelenmesi gerekir bu durumun ve tedavi edilmesi,
Bilmezsin.
Alkol olur ilacın.
Dozunu tutturamazsan soluğu hastanede alırsın.
Başından sonuna dipsizliktir gidip de geri dönmeyenler.
Ölüm denilmiştir çoğu kez, çok kişi tarafından aynı duruma.
Kötü, hatta biraz daha ötesinde berbat…Aciz bırakır insanı.
Tek tek yolunduğunu hissedersin tüylerinin.
Yaşlılık dem vurur zannedersin daha çok genç olan bedenine.
Kaygısız kalamazsın da, sorumsuzluk olur her şeyinin içinde.
Çok soru sorarsın, cevapsız kalırsın.
Türkçe veya başka lisanda tanımlanmamıştır bu acı.
Merkezi aşk yerleştirmesi, peşinden gelen acil servis travmaları,
Serumlu, serumsuz, bazen sohbetli tedaviler alt etmez ya bu hastalığı;
Kadınlarda ararsın acının tedavisini.
Atarsın kendini hiç tanımadığın vücutların yumuşaklığına.
Aşkı ararsın akşamdan sabaha.
Tende değildir oysaki sorun.
Bedenin bir başka vücudun içine boşalmasıyla kapanmaz bu yaralar.
Bunu bilirsin.
Ölüm gibidir ayrılık.
Ölüm gibi.
O yüzden bekleme gidenleri, ölüler dirilmez.