9 Aralık 2012 Pazar

Misket Oynayalım mı ?



     Susmanın bedeli ağırdır çoğu zaman, gidene kal diyememek, söyleyeceği binlerce şey olmasına rağmen söyleyememek, attıkça içine atmak. Büyük bir yüktür susana, o küçücük yüreğine tıka basa doldurduğu kelimelerin yükü fazladır. Ne zaman haykırmak istese içindekileri, ya kelime bulamaz yada söyleyeceği her bir söz anlamına kavuşmaz. O an en büyük kaçış yine susmaktır O’nun için.


     Kaçmakta işe yaramaz ki ! Nereden bile bilirsin ki gece olduğunda yalnız kalıp salya sümük olacağını, aklının dört bir köşesinde binlerce düşünceler olacağını. İşine gelmez çoğu zaman bunların olacağını bilmek, lay lay lom geçen bir günün ardından geceyle başlayan karanlığın bir parçası olacağını, işine gelmediği için gündüz ki sahte gülüşmelerle tamamlarsın güneşin verdiği ışıkta. Sabahları sahte bir günaydın, öğle yemeğinde arkadaşların arasında yapmacık gülüşlerin, ama gece olduğunda seni senden alan o mahkumiyet. Bak buda öteki yüzün işte, hani görmek istemediğimiz, hani yaşamak istemediğimiz diğer yüzümüz. Oysa çocukken bir şeker yada oyuncak için ağlardık. Bilemezdik insanların hayallerimizin içine gireceğini, yürek denen et parçasını dört bir koldan saracağını. Bilemezdik tabi göz yaşlarımıza sebep olacağını. Bizim için önemli olan mahalle maçlarıydı yada oynanan misket oyunları. Hani derler ya büyüdükçe kirlendi hayat diye, yok öyle bir dünya hayat hep kirliydi, biz farkında değildik oyunlardan fırsat bulamadığımız için. Aşk meşk hikaye yalan nereden bileceksin aşkı sevgiyi seni mahvedeni,  seni ilgilendiren kaç tane misket topladığın yada kaç tane gol attığın.




     İnsan nereden bile bilir ki büyüdüğünde yürek denen et parçasının bir kerhane olabileceğini ? Birilerinin gelip ruhuna, kalbine, beynine tecavüz edip siktirolup gideceğini nereden bilebilir ki ? Dimi hiç büyümeseydik ve bizi ilgilendiren şeyin sadece sabah uyanınca bugün hangi oyunları oynayacak olmamız olsaydı. Sanırım çocukken çok oyun oynadık sokakta hayata aldırmadan umursamadan. Sanırım şimdi sıra onda.


     Hoş geldin çocuk bak sende büyüdün….

1 yorum: