5 Ocak 2012 Perşembe

Her Ruh Tecavüze Uğramaya Mahkumdur


Çoktan unutulurdu unutulması gereken pas tutmuş bir çerçevenin içinde sırıtan iki insandan biri olmak. Varlığı bir dert yokluğu bir dertken yüz tutmuş hatıraların en son deliliydi belki de bu paslı çerçeve. Kimi mazide kalsa da kimi her fırsatta önümüze çıkan bir engeldi. Sokakta yürürken sana hatırlattığı o parfüm kokusu, ve bunun ardından saydığın tonlarca anadan girip babadan çıktığın küfürler. Bir dangalak edasında boş boş baktığın o malca bakışlar. Siktir git demek zor olsada bu düşüncelere yaktığın sigaradan bile bir haz duymadığın ve sadece içmek için ağzına götürdüğün o sigaranın tadı bile zehir zıkkım olurken tek yoldaşını da yarı yolda bırakırsın birden. Yitiren anlamsız anlamları yok yere boş yere avutabildiğin o et parçasını kandırmak kolay olmayacaktır artık. Start vermişindir hayatından çalacağın hırsızlığını yapacağın nalet zamanların. Ardı arkası kesilmeyen küfürlerin bir son durağı olmadan devam edecektir işlediğin günahlar. Hiç bir şey yetmeyecektir ruhuna. Bir hayat kadını gibi alabildiğince alacaksındır içine ne kadar olumsuzluk varsa. Belki mecburiyetten belki de zevkten. Karar veremeyeceksin hiç bir şeye, sarhoş olmak isteyeceksin. Sarhoş oldukça da koyvereceksin, kim geçerse geçsin kim becerecekse becersin becermişliğin ortasında. Zaten her birimiz ruhlarına tecavüz edilen mahluklar değimliyiz ? Ayşe, Ahmet , Mehmet , Fatma kim olursa olsun isimlerinin farklılığı dışında yapılan her bir tecavüz aynı değilmidir ? Biri gelir kendini tatmin edene kadar ruhuna tecavüz edebildiği kadar eder ve sonra siktir olur gider, gidebildiğince uzaklara. Ardında kalan sadece paslı bir çerçeve ve tecavüze uğramış o pis vücudun. Tecavüzden kaçınamıyorsan zevk al diye bir şey yoktur. Aldığın zevk ya üç dakkadır ya beş dakka. Ya peki sonrası ? Duyduğun pişmanlığın tedavisi ?

Neyse bu yazıda anlatmak istediğim bir şey yoktu. Bir mesajımda yoktu, saçmalamak istedim ve saçmaladım o kadar…..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder