9 Ocak 2012 Pazartesi

Bir Kerhane Burası Gireni Çıkanı Belli Olmayan



Bir kerhane burası, herkesin derdi tasası aynı olan. Üç beş dakikalık zevklerin son bulduğu sonsuzluk. Girenin çıkanın haddi hesabı olmadığı bir genel ev. Yapmacık insanların dolup taştığı bir hayat matinesi. Bacak arasına girmeye çalışan, basit insanların toplandığı bir yer burası. Aynı kalp gibi. Kalpte bir kerhane değimlidir zaten. Kimin ne zaman nerede girdiği belli olmayan.

Bir kerhane burası, sahte yüzlerin olduğu. Yalandan duyulan zevklerin, baş kahramanlarının mecburi sevişmelerin yapıldığı bir kerhane burası. Yürek gibi, birileri gelir ve yalandan göz boyamak için gülerler ve giderler. Tecavüze uğrayan bir mağdur gibi.

Bir kerhane burası kimin girdiğinin önemi olmadığı bir kerhane. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir kerhane. Üç beş kuruşa duyulan geçici zevklerin yaşandığı bir yer burası. Bir manav tezgahı gibi seçmece seçilen insanların, bedenlerinin saatlik kiralandığı bir yer burası. Yürek gibi, birileri gelir para yerine göstermelik verilen sevginin karşılığında ruhuna girip çıkarlar işte, bir kerhane gibi.



Yürek=Kerhane…

Kimilerine bu benzetme yanlış gelecektir, yada saçmaladığımı düşüneceklerdir. Evet belki saçmalıyor olabilirim de, ama ya haklıysam ? Bir düşünün bugüne kadar hayatınıza giren çıkanları, hayatınıza giripte sizi ağlatanları. Ne farkı var kerhaneye gidip üç beş dakikalık zevk için kendini oradaki insanları basitleştirenlerin, yüreğimize girenlerle ? Bu sadece sevgili değil tabiî ki, eş dost arkadaş, aile. Belki en büyük kazığınızı en yakınınızdan yediniz, ailem dediğiniz insandan. Yada çok güvendiğiniz o sevgilinizden yediniz o kazığı. Aynı kerhanedeki kadın gibi, o karşılığında bir ücret alıyor peki biz? Bizim aldığımız sadece umut, geçici mutluluklar. Ya sonrası ? Sonrası yok, malum işte sonra ne olacağı.
Kimine göre haklıyım kimine göre haksız, saçmalıyorum, kimine görede aptalca. Fark etmez tabiî ki kimin ne düşündüğü, önemli olan içimi dökebilmek değimlidir.. Belki de bende bu şekilde geçiyorumdur yürek denen et parçasının ırzına, yada düşüncelerinize. Farkına varamasakta aslında her gün ırzımıza geçiyorlar. Kimileri sözleriyle, kimileri de düşünceleriyle.

Mesela düşünün bugün iş yerinizde yada okulunuzda yada evinizde başınızdan geçenleri, birilerine kızdınız, yada, öfkelendiniz. İşte o an ruhunuza tecavüze maruz kaldınız ama belki de farkına varamadınız. Yada tv de seyrettiğiniz bir dizi yada program da birine kızdınız en basitinden, hadi hatırlayın tecavüz olayını size tecavüz edeni. Şimdi soruyorum haksız mıyım ?

2 yorum: