5 Kasım 2011 Cumartesi

Sizin Hiç Babanız Öldü mü ? Benim Bir Kere Öldü !


Sizin hiç babanız öldü mü ?

Bayram neydi ? Nasıl kutlanırdı ki sevdiklerin yanında olmadıkça. Hele de hiçbir şey yaşayamadığın ama her defasında özlemini duyduğun insan olmadıkça bayram kutlamak neye yarardı ki ? Belki hayat her şeye rağmen devam ediyor, edecekte ama hep bir şeyler eksik, bir tarafı hep yarım.

Ne yapılırdı bayramda ? Kılınan bayram namazı, mezarlık ziyareti ve aranılan görüşülen birkaç eş dosttan ibaret değilmi ? En azıdan bana göre öyle. Şimdi bir tadı tuzu var mı diye sorsanız tabiki yok diye cevap veririm size….

Rahmetli babamla en son geçirdiğim bayramdan sonra sanırım bir daha hiç bayram kutlamadım. O gün her şey çok güzeldi, babam amcam sabah erkenden kalkmıştık. Nasıl unutabilirdim ki o günü ? Akşamdan özenle hazırlanmış olan bayramlık kıyafetlerimi giyip saçlarımı da yaptıktan sonra dışarıda evin erkeklerinin dışarıya çıkmasını bekliyordum büyük bir heyecanla. Mahalle sakinleri de yeni yeni uykusundan kalkmış camiye doğru giderlerken ben bir tebessümle günaydın diyerek onları uğurluyordum. Alacağım harçlık ve şekerleri hesaba katarak bir bayram kutlaması yapmıyordum doğal olarak.

O gün ilk ve son bayram namazım olacağının farkında olmadan bir neşe ile babamın elinden tutarak camiye doğru yola koyulmuştuk. Daha namazın nasıl kılınacağını bile bilmiyorum. Babama sorduğum da bana gülerek millet ne yapıyorsa sende onu yap ve bildiğin duaları oku gitsin diye bir cevap almıştım. Bende gülümsedim duruma. Babam yüzü gülen bir adam dı, kötü olaylarda bile yüzünden gülümsemesini eksik etmezdi. Sanırım benim de o huyum babama çekti.

Camiye geldiğimizde hoca ezanı okuduktan sonra başladık bayram namazını kılmaya, en azından ben kılmaya çalışıyordum. Kimi zaman hareketleri kaçırarak ve birazda birilerine görünüp rezil olmaktan korkarak elimden geldiğince cemaate ayak uydurmaya çalışıyordum. Namaz bitmiş ve biz camiden çıkarken babamdan gülerek “Aferin lan güzel kıldın” sözünü duyduktan sonra dünyalar benim olmuştu sanki. Eve giderken her zaman ekmek aldığımız fırından sıcak ekmeklerimizi alarak yolumuz devam ediyorduk. Elini tutmaya çalıştığım babamın elimi bırakarak “ Artık koca adam oldun” demesiyle daha da bir neşelenmiştim.

Her bayram olduğu gibi yine güzel bir kahvaltı yapmıştık eve geldiğimizde. Annemin hazırlamış olduğu bol çeşitli kahvaltı iyi gelmişti kurbanı kesmeden önce. Kahvaltıdan sonra sırayla aile büyüklerimizin elini öperek bayramlaşmaya başlamıştım. Sıra babama geldiğinde önce harçlık sonrada cebinden çıkardığı kutu içerisinde ki o hediyeyi merakla bekliyordum bana vermesi için. İçinde ne olduğundan hiçbir fikrim yoktu. Başımı okşayarak ve öperek hediyeyi bana verdi. Bir heyecanla açtığım hediyenin bir saat olması beni gerçekten mutlu etmişti. Hayatımda ilk defa bir saatim olmuştu. Her ne kadar kullanmasını bilmesem de ilk zamanlar gerçekten çok mutlu olmuştum. Benim için bayram gerçekten çok güzel başlamıştı ve çok güzel devam ediyordu. Hayatımda yaşadığım ilklerin en güzelleriydi bunlar.

Uzun zaman oldu böyle bir bayram geçirmeyeli. Benim için bayram babam öldüğünde bitti aslında. O olmadığı sürece hep bir yarım eksik, belki de çok erken oldu ama biliyorum ki şimdi o huzur içinde. Herkesin dediği gibi nerede o eski bayramlar dememek için zor tutuyorum kendimi…

Sizin hiç babanız öldümü ? Benim bir kere öldü…..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder