15 Ekim 2011 Cumartesi

Bugün Pazar


Dün geceden kalma bir hüzünle uyanmıştım yeni sabaha, aslında bugün yataktan da kalkmak istemiyordum. İlk kez sensiz uyandığım bu sabahta gün içinde yapacağım hiç bir şeyden zevk almayacağımı bilsem de kalkmak zorunda hissediyordum kendimi. Birden gözüm dün geceden kalma kadehteki şaraba takıldı. O bile yarım kalmıştı aynı biz gibi. Kalkıp bir sigara yaktım, biliyordum ki bugün bu sigaraların ardı arkası kesilmeyecekti. Sen çok kızardın bana çok sigara içtiğim için. Bugün seni dinlemiyecem ve içe bildiğim kadar içecem. Biliyorum kendime yapıcam ne yapacaksam ama bir şekilde kendimi avundurmak zorundayım. Bugün Pazar ve senin yerine bana sigaralar eşlik edecek, belkide bir büyük şarap. O en sevdiğimiz şarkıyı dinleyerek kendimle beraber onları da tüketecem.

Elimi yüzümü yıkamaya üşeniyorum, dedim ya yataktan hiç kalkma isteğim yok. Kokunu kaplamış olan yastığım ve battaniyemle birlikte bana eşlik edecek olan sigaralarla böyle bir Pazar geçecek işte. Sensiz nasıl geçecekse bilmiyorum artık. Belki resmine bakarım yada biraz ağlarım işte bilmiyorum. Belki de bana hediye ettiğin o çiçekleri sularım. Hatırlıyormusun hep hayalini kurardık evlendiğimizde çiçekelerimiz olacak diye. Sen hep sardunyaları severdin rengarenk, bense orkideden başka bir çiçek sevmezdim. Sana benzetirdim zaten hep, senin gibi asil senin kadar güzel ve senin kadar çıt kırıldım. Hani dokunmaya korktuğum. Dudaklarını bu yüzden öpemezdim ya incinmenden korktuğum için, kıyamazdım ellerini tutmaya.

Neyse saat 11 olmuş neredeyse öğlen olacak. Hani ne yapacağımı da bilmiyorum dolanıyorum işte evin içinde boş boş. Oysa sen olsan önce güzel bir sabah kahvaltısı yapardık. Ben yine senin çok sevdiğin o az pişmiş yumurtalardan yapardım. Çok zorlanırdım kıvamını tutturmak için ama sevdiğin için elimden geldiğince becermeye çalışırdım işte. He birde eksik etmezdim o tam yağlı peynirle pekmezi. Gülüşerek karşılıklı yapardık işte kahvaltımızı. Tokuştururduk yumurtaları, ama ben hep hile yapardım, biraz üstten tutardım senin ki kırılsın diye. Sense masum bir bebek gibi asardın suratını ama ben gönlünü almayı bilirdim. Çayını hep şekersiz içersin diye açık koyardım o en sevdiğin kupa bardağına. Bak o şimdi bomboş sen de yoksun ve o bardak birdaha hiç dolmayacak. Benim senden ayrı kalmam gibi o da açık çayla ayrı kalacak işte.

Bugün Pazar ve sensiz geçecek ilk pazarım. Evden çıkmayacam dedim ama markete gitmeliyim. Oysa sen her Pazar gelirken getirirdin akşam yemeğimiz için bir şeyler. Senin o güzel ellerinden yemek yemek bir başkaydı işte. Bende becerebildiğim kadar eşlik ederdim sana işte, ama hep soğanları ben doğrardım. Sanki bugüne hazırlıkmış gibi gözlerimden yaşlar gelirdi. Bak hatırladıkça birer birer intihar ediyor göz yaşlarım. Neyse sanırım iş bana düştü yine. Markete gidip o en sevdiğimiz yemeklerden alacam, belki de yanında bir büyük şarapta alırım. Senin en sevdiğin kırmızı yakut şaraplarından. Bu sefer tek bardakla bitecek ama olsun ben iki kadeh doldurur resminide karşıma koyar öylede içerim onu. Marketti o kız belki bana seni soracak. Hani vardı ya esmer olan ve sana abla çok yakışıyorsunuz diyen. Her gördüğünde bir tebessümle bize gülen işte o kız. Şimdi ben gidecem de markete ya bana seni sorarsa ben ne derim ki nasıl söylerim gittiğini. Hadi ben üzüldüm ya o da üzülürse ya o da benim gibi ağlarsa. Düğünümüze çağıracaktık halbuki onu. Ben şimdi nasıl giderim ki aynı markete. O sevmediğin sakallı amcanın olduğu markete. Hatırlıyormusun bizi gördükçe kaşlarını çatıp tövbe tövbe derdi. O öyle dedikçe ben daha da sokulurdum sana.

Bugün Pazar ve sen yoksun birtanem, bende yokum aslında varmış gibi yapıyorum sadece. Vazgeçtim evde durmaktan. Biliyorum ki durdukça daha çok arayacam seni. Her bir eşyada her bir oda seni hatırlatacak bana, kahrolacam.. Öylece çıkacam dışarı karışacam kalabalığın içine yürüyecem yürüyebildiğim kadar. Bak yağmurda yağıyor kimse anlamaz zaten ağladığımı, kafamı eğip yürüyecem işte. Zaten insanlar çıkmaz da dışarı bu yağmurlu günde. Ben boş sokaklarda senden izler ararım belki. Yada gider otururm bir bankta yakar bir sigara çektikçe içime gidişine küfürler savururum, ama giderim. Sen gittin ya bende giderim. İçerim belki de içebildiğim kadar kör kütük sarhoş olana kadar. Belki bulamam evin yolunu. Yada gider sokakta yaşayan biri ile paylaşırım şarabımı, içtiğim sigaraları. Girmem o eve gelmem artık o eve ama giderim. Giderim ama senin gibi değil. Ya kendimden giderim yada bu şehirden. Senin gibi senden vazgeçmem ama giderim. Bugün Pazar ve sen yoksun bense senden yoksun…….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder