15 Ağustos 2011 Pazartesi

Siz Hiç Yoldan Geçen Birini Durdurup Hadi Sevişelim Dediniz mi ?


Siz sokakta hoşunuza giden birine “Hadi gel sevişelim” dediniz mi ? Bunu sokakta diyemezsiniz ama sanal ortamda bunu çok rahatlıkla söyleyebilirsiniz hiç utanmadan sıkılmadan. Kimisinin hoşuna gider bu soru. Ama bunlara dışarıda bunu sorduğunuz da önce sapık damgasını sonrada polis diye bağıran bir kişiyi karşınızda hemen görürsünüz. Sanal dünyada insanlar dışarıda ki rahatlığı bulamadıklarından sanal da bu rahatlığı çok rahat bulabiliyorlar. Çünkü sanal da tamamen özgürsün. İsmin cismin belli değil Yeri geliyor erkekmisin kadınmısın o bile belli olmuyor. Sadece içindeki karakterin takmış olduğu bir isimle özgürce dolaşabiliyorsun. Kimi zaman bu özgürlüğünü dışarıda da yansıtmak istesen de yapamazsın.. Çünkü real ortamda tanınan ismi cismi belli olan bir insansın. Kimi insan sanal ortamda da kişiliğini korumuşçasına olduğu gibi davranabiliyor. Benim düşündüğüm ise sanal ortamı kullananların sadece %5lik kısmı kişiliğini benliğini koruyan. Bazıları ise saklanmayı seçen tipler. Ne olursa olsun kullandığı kimliğin arkasına saklanıp ser verip sır vermeyen tipler hatta ve hatta ser bile vermeyen kişiler. Hakkında hiç bir şey bilinsin istemezler. Sadece gelirler sözlerini yada sohbetini yapıp giderler. Bunlar gizemli takılmayı seven insanlardır. Bazıları ise dışarıda en ufak küfür kötü söz bile söylememesine rağmen sanal ortamda ana avrat sövüp koyan tiplerdir. Sabah bi başlarlar koyamaya akşama kadar devam ederler. Kadını yada erkeği fark etmiyor. Birde kimliği açık olanlar vardır ki genelde onlara cool mu denir ne denir bişey daha vardı aklıma gelmiyor şimdi. Genel de tüm hayatı sanaldadır. Cafeye gider yazar, akşam bara gider yazar yani ne halt yiğiyorsa yazar da yazar işte. Neyse şimdi sanaldaki tipleri yazmayacaktım ben aslında. Sadece insanın tek ve sadece özgür olabildiği yerin sanal ortam olması bana bir enterasan geliyor. Evinde bile bu kadar özgür değilken neden sanal ortamda insanlar bu kadar özgürler. Kimisi içinde sakladığı fantezilerini gerçekleştirmek için kusabiliyor bu ortama. Fantezi derken bunu hemen sexle bağdaştırmayın. Bu fantezi her şey olabilir. Bastırılmış duygular falan filan işte. Bunun rahatlığını insanlar doya doya yaşayabiliyor işte bu ortamda. Sanal arkadaşlıklar dostluklar, sanal sevgililer artık ne ararsanız var. Kimisi kendini kaptırıp size yazdığım yorumlar haram olsun bile diyebiliyor ki gerisini artık siz düşünün. Tamam arada sırada güzel insanlarla tanışıp bunu real ortama taşıyıp tamamen sanallıktan çıkabiliyorsunuz ona bişey demiyorum ama bukadar rahat olmak sonrası için korkutucu gelmiyor mu size de. Sanal delikanlılar, klavyeden yapılan tehditler, küsmeler barışmalar. Arada bir filmlerde bu sanallıkla ilgili şeyler çıkabiliyor. Hepimiz de izliyoruz bunları. Örneğin adam bilgisayar başında kendine benzeyen bir sanal karakter seçip onu yönetebiliyor. Bu karakterin bir robotu var ve yapması gereken her şeyi bilgisayar başında taktığı bir gözlükle artık teknoloji o kadar ilerlemiş siz düşünün gerisini, gözlükle her şeyi ama her şeyi yapabiliyor. Filmin adını hatırlasam söyleyecem ama hatırlamıyorum. Gelecek te ya bunlara maruz kalırsak böyle bir duruma ? İnternetin yaygınlaşmasıyla benliğimizi özümüzü kaybeder olduk. Biliyorum ki bir çoğunuzun komşunuzun isminden haberi bile yok. Belki de hiç görmediniz tanımıyorsunuz Bayram ziyaretlerini bile kamera karşısında ailenizle yapıyorsunuz. Evet aslında sizin özgür olduğunuzu sandığınız yer, sizin tüm benliğinizi tüm örf ve adetlerinizi sizden bizden alıp götürüyor. Ve biz bu gidişle daha çok kez ah nerde o eski bayramlar ramazanlar diye söylenip duracaz her bayramda. Ah nerde o eski komşuluklar diye hayıflanıp duracaz işte. Özgür olduğunuzu yada olduğumuzu sandığımız yer aslında bizi kendi dünyamıza haps eden bir yerden başka bişey değil. Umarım erkenden uyanıp gerçek özgürlüğü tadabiliriz….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder