29 Ağustos 2011 Pazartesi

İçimden Geldi Yazdım Bilmem Kaç....


Başka dünyaların insanıydık biz. Aslında ben bunun hep Türk filmlerinde olduğunu sanırdım. Öyle değilmiş maalesef. Değilmiş işte, gerçek hayatta da olabiliyormuş böyle ilginç olaylar. Farklı dünyaların, iki ayrı hayatın kahramanıyız ikimiz de. Bir araya gelemeyen insanlarız işte. Kavuşmak için yıkmamız gereken yüzlerce kalp, yüzlerce hayat varken gelemeyiz işte bir araya. Farklı dünyaların insanıyız biz. Davul bile dengi dengine sözü eksik kalır yanımızda. İmkansızlıkların en imkansızıyız biz. Hayat işte sen orada ben burada. Sen benden yoksun ben sende noksan. Hayat garip, hayat kötü, hayat acımasız. Bir birimize gelmeye kalktığımız her bir yol kapalı, her bir yolda bir engel sayısını unuttuğumuz onlarca mücadele. Ayrı dünyaların insanıyız işte. Hayat garip, hayat tuhaf bazense hayat saçma. Başka hayatların kahramanıyız işte, birbirine hiç kavuşamayan güneşle ay gibi. Saklanmalıyız işte birbirimizden. Ne senin bana gücün var gelmeye ne benim gücüm var gel demeye. Hayat mantık dışı, hayat iki denklemli bir bilinmeyen. X,Y,Z problemleri gibi anlaması zor. Bir havuz 4 muslukta kaç saatte dolar? Sen beni sevdin mi? Sen şimdi orada bensiz ben sensiz ? Sahi babam pasta yapmasını nerden biliyor? Pardon kalbime dokunduğunun farkındamısın ? Ya peki uykusuz, sensiz gecelerimin ? Pardon ama biz ayrı dünyaların insanıyız. Gördüğün gibi sevmek yetmiyor sadece. Sen güneşim ol ben gecelerine yoldaş olurum. Balkondan baktığında gökyüzüne orada ki en parlak yıldız olabilir. Hayat işte kimi zaman kara bulutlarıyla kapatmak istese de sen görmeyi bildikçe ben hep orada sana parlamaya devam ettikçe biz hep farklı hayatların kahramanı oldukça Türk filmleri bizi yazıp durmaya mecburken biz hep farklı dünyaların insanlarıyız. Hadi şimdi taş çıkartalım kuyudan. Deliyi bulamadıkça biz taş çıkarmaya hep mahkumuz. Kuyu sonsuz kuyu dipsiz. Biz ise çaresiz….


1 yorum: