7 Haziran 2011 Salı

Hadi Durma Kalk Daha Fazla Geç Kalmadan


Şu 3 günlük dünyanın 3 üncü günündeyim artık. Hayat dediğin nedir diye sorsalar verecek hiçbir cevabım yok olmadı da. Günler geçtikçe aynı geçen zaman gibi insanlarda değişip gelip geçtiler. Bir insanı çözmek meğersem ne kadar zormuş. O çok güvendiğin değer verdiğin insanların bir gün gelip seni yarı yolda bırakacağını aslında hiç unutmamak lazımmış. Geç olsa da bunu öğrenmek bu son evrede pekte işe yaramasa da bunu bilmek ne bir mutluluk ne de bir üzüntü veriyormuş insana anladığında. Aslında anlamalıydık bir elma uğruna cennetten kovulduğumuzda. İnsanız biz çiğ süt emmiş varlıklarız. Nasıl olsa öldüğümüz de tek bir kibrit çöpü götüremeyeceğimizi bildiğimiz halde bir insanın kalbini kırmayı göze alıp yaptığımız onca yanlış şeyler. Çok mu önemliydi bunlar çok mu zordu bir ekmeği bölüşmek ? Ben bu dünya da bir insanın mutlu olmasından ya da o insanı mutlu etmekten başka bir şeyin önemli olmadığına inananlardanım. Bir kağıt parçasını yani para dediğimiz şeyi bir köpeğin önüne attığında önce onu koklar sonra üstüne işer ve gider. Oysa biz o kağıt parçası için birbirimizi öldürebilecek varlıklarız. Evet gerekli bir şey ama paranın esiri olmamakta gerekiyor.

80li, 90lı yıllardaki gibi olmalı aslında hayat. Mahallece gidilen piknikler gibi bölüştüğün bir ekmek gibi. Çayını demleyip ettiğin birkaç sohbet gibi. Yada kadınları dedikoduları ile baş başa bırakıp aldım verdim ben seni yendim diyip seçtiğin adamlarla kolasına yaptığın maç gibi olmalı hayat. Yada bir akşam üstü demlediğin çay eşliğinde misafir ettiğin komşularının getirdiği kekler eşliğinde yaptığın balkon sefası gibi. Hep bir esprisi yapılır ya “Biz büyüdük ve dünya kirlendi” gerçekten de büyüdükçe mi kirlendi dünya? Büyüdükçe mi insanlar maneviyat yerine maddiyat peşinde koşarak nefes tüketir oldular. Yada bizi kirleten şey teknoloji mi oldu? Aslında teknolojiye de laf atmamak lazım çünkü onu üreten ve pazarlayanlar da bizleriz. Mesela eskiden bayramlarda ailece sabahın erken bir saatinde kalkılıp evin erkekleri bayram namazına giderler ve namazın hemen sonrasında fırından alınan o mis kokulu sıcak ekmeklerle ailece güzel bir kahvaltı yapılır ve sonra bayram ziyaretleri başlardı ailenin en büyüklerinden. Şimdi ise bir telefon açıp ben tatildeyim bayramın kutu olsun anne yada baba. Bu kadar mı düştük yada bu kadar mı unuttuk kendimizi ? İllaki bunları hatırlamak için ölmek mi gerekiyor. Bir insanın yokluğunda mı anlaşılıyor üşenip yapmadığımız göstermediğimiz sevgiler ?

Hiçbir şey için geç değil aslında…. Şimdi kalk ve bir insanı tebessümlere boğ. Kalk ve bir insanı mutlu et bu kimin olduğu önemli değil ilk aklına gelen bir kişi yada uzun zamandır görüşmediğin bir kişi de olabilir. Bunu bir başkası için yapma bunu kalbine duyduğun kendine duyduğun sevgiden dolayı yap ve kalk kendin için bir kişiyi mutlu et daha fazla geç kalmadan…

80li, 90lı yıllardaki gibi olmalı aslında hayat. Mahallece gidilen piknikler gibi bölüştüğün bir ekmek gibi. Çayını demleyip ettiğin birkaç sohbet gibi. Yada kadınları dedikoduları ile baş başa bırakıp aldım verdim ben seni yendim diyip seçtiğin adamlarla kolasına yaptığın maç gibi olmalı hayat. Yada bir akşam üstü demlediğin çay eşliğinde misafir ettiğin komşularının getirdiği kekler eşliğinde yaptığın balkon sefası gibi. Hep bir esprisi yapılır ya “Biz büyüdük ve dünya kirlendi” gerçekten de büyüdükçe mi kirlendi dünya? Büyüdükçe mi insanlar maneviyat yerine maddiyat peşinde koşarak nefes tüketir oldular. Yada bizi kirleten şey teknoloji mi oldu? Aslında teknolojiye de laf atmamak lazım çünkü onu üreten ve pazarlayanlar da bizleriz. Mesela eskiden bayramlarda ailece sabahın erken bir saatinde kalkılıp evin erkekleri bayram namazına giderler ve namazın hemen sonrasında fırından alınan o mis kokulu sıcak ekmeklerle ailece güzel bir kahvaltı yapılır ve sonra bayram ziyaretleri başlardı ailenin en büyüklerinden. Şimdi ise bir telefon açıp ben tatildeyim bayramın kutu olsun anne yada baba. Bu kadar mı düştük yada bu kadar mı unuttuk kendimizi ? İllaki bunları hatırlamak için ölmek mi gerekiyor. Bir insanın yokluğunda mı anlaşılıyor üşenip yapmadığımız göstermediğimiz sevgiler ?

Hiçbir şey için geç değil aslında…. Şimdi kalk ve bir insanı tebessümlere boğ. Kalk ve bir insanı mutlu et bu kimin olduğu önemli değil ilk aklına gelen bir kişi yada uzun zamandır görüşmediğin bir kişi de olabilir. Bunu bir başkası için yapma bunu kalbine duyduğun kendine duyduğun sevgiden dolayı yap ve kalk kendin için bir kişiyi mutlu et…..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder