22 Mayıs 2011 Pazar

Ben Annemin Kahramanıyım


Aslında her erkek birer kahramandır hayatta. Kimisi sevgilisinin kimisi bir dostunun. Ama şu var ki her erkek bir kahraman olarak doğar ve bu değişilemez bir şeydir. Herkes aslında annesinin birer kahramanıdır umududur. Gerek te yok zaten öyle mucizevi şeyler yapmaya yada hayatlar kurtarmaya. Çünkü sen annenin gözünde bir kahraman olarak doğmuşundur ve bu böyle sürüp gidecektir. Ben ne bir pamuk prensesin ne uzun saçlı o güzel kız rapunzelin ne de beyaz atlı prensini bekleyen birinin kahramanıyım… Ben annemin kahramanıyım her erkek evlat gibi.

3 Mayıs 2011 Salı

Farkına Varabilmek Güzel


Küçük şeylerden de mutlu olmayı öğrendiğim de artık koca bir adam olmuştum. Aslında insanı mutluk edecek küçük şeylerinde farkına varabilmek geç olsa da bunu öğrenmek güzel ve anlamlıydı. Her şeyin başında aile geldiğin de sonrasında ise eş dost arkadaşların geldiğini bilmek güzeldi. Bir insan için kendimi üzmek harab etmek sadece ruhuma verdiğim zarardan başka bir şey değildi. Boşa geçen bir zaman diliminden ibaretti sadece. Aslında insanı hayatta mutlu edecek o kadar basit şeyler var ki bunları sadece fark edebilmek yeterliydi. Dinlediğin güzel bir müzik veya yaptığın bir yürüyüş, yada hafta da 1 oynadığın halı sahada bir futbol. Hani derler ya bardağın bide dolu tarafından bak diye. Bakabilmek anlamak lazım tabi istediğin şeylerin birde lafta kalmaması. Hayatın aslında çok basit ama biz insanların zorlaştırdığına inanıyorum artık. Elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz kaybettiğimizde anlıyoruz aslında bizim için ne kadar değerli ve önemli olduğunu küçük şeylerin. Tabi bunu fark edince de iş işten geçmiş oluyor. Her an ölecek gibi yaşamak ölmeyecek gibi devam etmek gerek hayata. Gülmek belki de hayatın sırrı. Mutlu olmak yaşamak belki de yada hayatın kendisi. Sek içmek gerek hayatı acısıyla tatlısıyla su katmadan. Öğrenmenin yaşı yok bunları bilip uygulamakta güzel. Her şeye rağmen hayatın devam ettiğini ve mutlu olabilmek için sürdürmek gerek son nefese kadar dünya denen yerde hayatı.

Öylesine


Beni kim yaşatıyor... Neden bunu yapıyor... Neden bunları soruyorum kendi kendime, bu yazı neden??? ...İçimdeki bu s.k.iriboktan korkular kimin eseri? Ne kendimi tamamen ben yarattım ne de tamamen yaratılmış gibiyim Nedenleri Kim Yarattı...Neden yarattı.Neden,yarattı??? Bazı davranışlarım tamamen kendime aitken, tam kendim gibi hissederken; ben kime aitim diye düşünmekten de alamıyorum kendimi Sonrası boşluk... Ne zaman daha fazlasını, daha aykırısını düşünmeye kalksam;bazı şeyleri böyle kabul etmelisin diyorlar... Neden sürekli birşeyler yapmak zorundayız peki... 3 kuruşluk hayatımızı neden sürekli birilerinin yapılmasını istediklerini yapmakla geçiriyoruz Nedensizlikler tokat gibi çarparken yüzüme Normal bir hayat yaşamak için Kendimi kandırmaya çalışırken mutlu yalanlarla Ve ben Tam da Aklımı kaybetmek üzereyken Keşke hiç bulmasaydım diyorum...

1 Mayıs 2011 Pazar

Dünya Kerhanesi


Sürekli sevgili değiştiren insanların hayat kadınlarından bir farkı olmadığını ve nasıl onlar bedenlerini kirletiyorlarsa sürekli sevgili değiştiren insanların da ruhlarını kirlettiğini” söyleyen bir arkadaşımın bu sözünden yola çıkarak bir şeyler yazmak istiyorum bende.

Ne kadar haklıydı ? Söylenen bu sözün gerçeklik payı olduğu zaten bir gerçek. Aslında bizim de onlardan yani hayat kadınlarından bir farkımız yok. Onlar para karşılığı bedenlerini satarken bizde bir sevgi uğruna ruhumuzu satıyoruz. Kaç yürek değdi belki de ruhumuza kaç kere göz yaşlarına boğulduk? Vicdanımız ne kadar da rahattı belki de aynı sözcükleri ruhumuzu bir sevgi uğruna verdiğimiz insana söylerken. Gerçek olanı bulana kadar kaç kere düşüncesizce ruhumuzu yüreğimizi ezdirdik. Hiç birimiz sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Karşımıza çıkan insana duygusal yönden hissimiz olan kişilere hep aynı sözleri söyledik defalarca. Hep dediğim gibi senaryo aynı ama kişiler farklı. Ezberlemişçesine her baş rol kahramanına söylenen sözler. Geçmişte söylenen sözlerin tekerrür etmesi. Doğru insanı bulana kadar kirlettiğimiz ruhumuz yüreğimiz ve yeri geldiğin de bedenimiz. Unutma ki, Birlikte olduğun insanın geçmişini kurcalamak, Onunla kurmayı düşündüğün geleceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz. Derler. Ya peki vicdanımız ne kadar rahat ? Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış yaptığımız şeylerin söylediğimiz sözlerin ? Ne yapmak lazım dı ? Doğruyu bulana kadar kaç kere daha kirletmek gerekiyordu ruhumuzu ? Aslında bizde bu dünya denen kerhane de birer hayat kadınıyız sadece farkına varabilen ve ona göre yaşayabilen insanlar şanslı….