5 Nisan 2011 Salı

İyilerin Kazandığı Tek Yer Filmlerdir


İyiler hiçbir zaman kazanamaz mutlu olmazlar, çünkü kendinden önce hep başkalarını düşünürler. Nerden mi biliyorum ? Bire bir tecrübe sahibi olduğumdan olabilir mi ? Evet olabilir….


Yazılarım da pek zaman mekan söylemem isimde vermem ama bir çoğumuzun daha önceden duyduğu yaşadığı türden şeyler bunlar. Rahmetli babamın bir sözü vardır ve onunla geçirdiğim kısa zamanlarda bana nasihat ettiği sözlerden en çok sevdiğim nasihatidir. Belki yaşasaydı şuan aramız da olsaydı öğreneceğim çok şey olabilirdi kader kısmet diyelim nur içinde yatsın. Nasihati aynen şöyleydi (– Oğlum biri sana kötülük yapıyorsa sen ona iyilikle yanıt ver, yine mi kötülük yapıyor sen yine iyilik yap, bir daha mı kötülük yaptı sen yine iyilik yap ve sakın vazgeçme taki o vazgeçene kadar.) Ah be babacım hayat senin zamanında güzeldi şimdi öyle bir şey yok ben yine nasihatini dinliyorum ama acı çekiyor insan bir yerden sonra. Bu ilişkilerde de yani sevgili durumunda da geçerli arkadaşlık dostluk durumunda da geçerli. İnsan oğlu çiğ süt emmiş her şeyi bekleyeceksin derler ya gerçekten de öyle. Ben misal duygusal bir herifim keşke bu kadar duygusal olmasaydım. Sevmediğim birkaç huyumdan biridir bu duygusallık. Yani kısa bir örnekle ne kadar duygusal biri olduğumu açıklayayım siz oradan zaten hesabını yaparsınız. Misal TV de yayınlanan bir çizgi filim düşünün ve o filmin en sonunda yapılan başarılan bir iş yada iki kahramanın söylediği birkaç söz yada bir kavuşma anı bu sahnelerde tüylerimin diken diken olup gözlerimden yaş geldiğini söyleyebilirim. Bir çizgi animasyon vardı ‘’Arabalar’’ onu ne zaman seyretsem bir sahnesinde bu duruma gelebiliyorum yani varın artık siz hesaplayın.

Hayatım da hiçbir zaman doğru seçimler yapamadım özellikle sevgili konusunda. Ne hikmetse nerede yanlış imkansız yada zor bir insan varsa onu seçtim. Ama elimden gelenide yaptım bunu inkar edemem. Hiçbir zamanda hak ettiğimi alamasam da çok sevdim buna rağmen. İnsan ne ister biraz ilgi biraz sevgi ve benim için en önemlisi olan saygı. Hep bir taraftan eksik kaldı ya da hepsi eksikti ve buna rağmen ben sevgimden hiçbir zaman kısmadım. Neden ? Çünkü iyi bir insandım ben kendimi değil karşımdakini düşündüm. Önce O gülsün O mutlu olsun O sevinsin yani hep önceliğim karşımda ki insan oldu. Pişman mıyım? Tabi ki de hayır… Biliyorum salak adamsında diyebilirsiniz bana ama umurum da değil. Ben ne kaybettim yada ne kazandım hiç bir şey. Sadece intihar eden göz yaşlarım uykusuz birkaç gece ve özlediğim günler. İnsan zamanla alışıyor bunlara. Acı çekmek artık alışkanlık oluyor. Hep şunu derim kendi açımdan düşündüğüm de. Orta da bir senaryo var sabit ama o senaryo. Başrolde ki erkek sabit ama karşısına geçen kadın başrol oyuncusu değişiyor. Konu aynı yaşananlar da aynı ama başroldekiler farklı. Hayat işte böyle devam ediyor. Tabi senaryoyu değiştirmek te bizim elimizde Yönetmene rağmen yada senaryoya rağmen yani hayata rağmen. Hayat kolaydır aslında ama zorlaştıran bizleriz. Bataklık gibi çırpındıkça daha da saplanıyoruz. Zaman zaman düştüğümüz boşluklar da birine sarılmak biriyle olmak istediğimizde hoppp bataklığın içine hadi çık çıkabiliyorsan. O akıllı adam yada kadın gidiyor aptal bir aşık oluyor nasılsa seviyorum aşığız o da beni seviyor diyip mantığımızı kaybettiğimiz an hayatımızda ki o hani bir futbol müsabakasın da 0 – 0 olan bir sonuçta. Şampiyonluk elinden gidecektir kazanmak için 1 gole ihtiyacın vardır yırtınırsın telaşlanır piskolojini bozarsın bastırdıkça bastırırsın ama golü bulamazsın. Vurursun topa girmez kaleye daha da bir heyecanlanırsın ama olmuyor yapacak bişey yoktur sinirler daha da gerilir. Sonra da Sadri ALIŞIK gibi Buda mı Gol değil hakim bey diye içten içe erir gidersin. İşte o boşluktaki mücadelen böyledir.

Hayat hiçbir zaman 4 - 4 lük değildir. Bunu yapmak için uğraşan insanlar genel de hep bir şeylerini geride bırakırlar. Kimisi evliliğin de mutsuzdur kimi si işin de kimisi de aşk hayatın da. Bunun için kasan sıkan insanlar ya bir şeyleri gözden çıkarmış yada artık koy götüne rahman eylesin ne olacaksa olsun diyen insanlardır. Aradıkça bazı şeyleri o dipsiz hayatın ormanında daha çok kaybolurlar. Hele ki iyi insanlar onlar zaten kendilerini düşünmediklerinden baştan 1-0 geri de başlarlar. Önce bir insan lazım onlara sevebileceği aşık olabileceği yanında olabileceği. Sonra onun için bir şeyler yapmak isterler. Ne yapsam da mutlu etsem işte nasıl yanında olsam ne alsam da sevindirsem falan filan. Sonra her şey kötü bir filmin iyi bir fragmanı gibi güzel gözükür ona. Her şey güzel gidiyordur. Adam aşık seviyor bir anda tutulmuştur. Artık 24 saat ne kelime 48 saat olmuştur 1 gün ona. Resimlerine bakar – Ahhh be keşke yanında olsaydım şimdi diye söylenir kendi kendine. O cep telefonu düşmez elinden acaba ararmı msj mı çeker yada ben mi arasam msj mı çeksem yada acaba aradı ben mi duymadım. Kafayı sıyırmıştır artık. Gece yastığa başını koyduğun da hayallere dalar onunla birlikte bide müzik açar yakar bi sigara. Bi ev hayal eder içinde onun ve kendisinin olduğu. İşte evli bir çift gibi kurar düşlerini. Aslında bilmiyordur o hayallerin bir gün başına yıkılacağını. Sonuçta daha fragmandadır. Her şey güzel gidiyordur . Neyse sonra işte artık fragman olayını bitirir ve filim başlar. Adam da ne mantık vardır ne de başka bir şey hee doğrumu tabi ki değil. Ama iyi adam ya bi kötülük düşünmez hiçbir şeyi kötüye olumsuzluğa yormaz. Olumsuzluk varsa da o ilişki de seviyor ya aptal aşık ya umursamaz. Ama bilmiyor ki nasıl da kötü olacak yorulacak. Yıllar geçtikçe nasılda ürkek bir ceylan gibi olacak. Genelde ceylanları bayanlar için kullanırlar ama ben bu sefer erkek için kullanıyorum. Birden her şey tam tersine döner adam elinden geleni yapar tüm olumsuzluklara rağmen. Yine saf adam bi kötülük düşünmez. Aman incinmesin aman ona bir şey olmasın aman o güzel gözleri gülsün vs. vs. Ulan salak eriyorsun gidiyorsun bitiyorsun anlamsız gelecek her şey yorulacaksın. Tabi yok ki yanında sana doğru yolu gösterecek biri. Gerçi olsa ne olacak ki sen yine bildiğini okuyacaksın. Neden seviyorsun baksana geceleri hayaller kuruyorsun düşler kuruyorsun. Toz pembe bulutların üstünde seke seke gidiyorsun. Bir de şu var tabi belki de uyanmak istemiyor. Yalnız kalmaktan korktuğu için. Ama insan istemez mi ya sevdiği insanla birlikte olmak başını omuzlarına dayamak. Elini tutup gözlerine baktığın da dünyayı unutup huzura kavuşmak istemez mi ? İster ama doğru insanla…. O güzel anlar birden kabusa dönüşür kontrolden çıkar. Yastığa her başını koyduğunda o düşler yerini intihar eden göz yaşlarına bırakır Yakılan ardı ardına sigaralar ve bira şişeleridir tek dostu ve buna eşlik eden yalnızlığı. Artık film de bitmiştir. Bizim saf ve salak adam yine bi kötülük düşünmez. He isyan eder neden böyle oldu diye ama yapacak bir şey yoktur maalesef. O mutlu olsun gülsün der saf saf çaresizlikten mi yoksa onu gerçekten sevdiğin den mi ? Tabi ki sevdiğinden ona değer verdiğinden. Uzaktan seyredecektir onu acı verse de. Gözlemleyecektir iyi mi kötümü diye. İhtiyacı olduğun da yanında olmak isteyecektir tüm yıkık dökük hayallere düşlere rağmen. Tüm intihar eden göz yaşlarına rağmen yine yanında olacaktır karşılıksız çıkarsız. Neden mi ?

Çünkü O adam iyi adam O adam kendini zerre kadar düşünmeyen ve karşısındaki insanları mutlu etmek için her türlü fedakarlıktan kaçınmayacak kadar iyi bir adam. Çünkü o adam karşılıksız sevgiden yana karşılıksız insanları mutlu etmek isteyen adam. Çünkü O adam İyi adam ve her zaman iyi bir adam olduğundan dolayı kaybetmeye mahkum bir adam…..


Hep iyiler kazanır derlerdi ya o sadece filimler de olurmuş Baba ben artık iyi adam olmak istemiyorum. Eğer iyi biri olmak mutsuzluksa kalp ağrısıysa ben iyi adam olmak istemiyorum Baba. Yoruldum bıktım usandım Bir hezimete daha dayanacak bir yürek yok bende Ben artık iyi adam olmak istemiyorum Baba…………..






Cute Curute Kosovalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder