7 Nisan 2011 Perşembe

“Hayat sana oyunlar da oynasa sürprizler de yapsa yıkıldığın yerden yola devam etmek zorunda olduğunu sakın unutma”


Yaşanmışlıklar vardır hayatta ettiğimiz tecrübeler ve her tecrübede alınan dersler. Buna rağmen karşımıza biri çıktığında sanki hiç yaşanmamış alınmamış bir ders gibi sonunu düşünmeden yine göz göre göre yapılan hatalar yanlışlar. Bir daha yapmam etmem aman uzak olsun dediğin ne varsa tekerrür eder. Sanki üzülen ben değilmişim gibi uykusuz gecelerde yastığı sırılsıklam eden ben değilmişim gibi. Neden insan göz göre göre yapar ki aynı hataları yanlışları. Neden iki tatlı söze ufacık bir ilgiye yenilir ki ? Ben hep erkekler açısından konuşuyorum bayanlar da bu durum nasıl acaba? Mesela biz erkekler güzel bir bayan gördüğümüzde kendimizi kaybedebiliyoruz. Yanlış yada doğru bunun hiçbir önemi yok. Karşındaki güzel alımlı bir bayan ee seni sevdiğini söylüyor sonra iki tatlı söz hele birde sıcak tatlı ve ıslak bir öpücük kondurmuşsa dudağına tamamdır olay. Sen artık onun hizmetinde tabiri caizse tasmalı bir köpeksindir rüya bitene kadar sıkılana kadar yada problemler başlayana kadar yahutsa o senden sıkılıp seni istemeyene kadar . O süre zarfı içinde kendini kaybetmiş bir biçimde karşındaki bayanın etrafında el pençe deli divane şekilde koşar durursun. Mantık şu oğlum Ahmet tut getir şunu tabi dil bir metre aşağıda bir yandan da salyaların akıyor hemen ama hemen koşarsın sonuna bakmadan. Erkek milletiyiz işte. Bizi cezbeden ne acaba cinsellik mi? Sevgi mi ? yada ilgi alaka mı ? Ne yani neden böyleyiz. En çok birbirimizle savaşan ama birbirimizsiz yapamayan evrende başka bir varlık var mı dır acaba ? Bence yok….


İnsan en çok boşlukta kaldığında hata yapar. Sevgiye ilgiye birine ihtiyaç duyduğunda. Çabalar ona buna saldırır biri olsun ama kim olursa olsun diye dolanır durur ve işte tam orada hata yapar. Bataklık misali çırpındıkça daha da çok batar. Özellikle bunu evli olan çiftler de daha fazla görebiliriz. Evlenmiştir erken yaşta severek yada sevmeyerek bilmiyorum o kadarını. Yada aile baskısı yada ne bilim her an gibi bir sebepten dolayı sonuçta evlenmiştir. Aradan yıllar geçer artık her şey monotonlaşmıştır Sevgi bitmiştir abi kardeş yada iki arkadaş gibi bir durum söz konusu olmuştur. Hele bide ortada bir çocuk varsa işte o zaman her şey daha da boktanlaşmıştır. Hele birde kadının maddi bir gücü imkanı yoksa eyvah diyorum. Tabi bunun yanında aile baskısı ailem ne der korkusu nasıl karşılar korkusu. Bunun yanında bide toplumumuzun boşanan kadına yani kısaca dul bir kadına açık kapı nasılsa gözüyle bakması. Hayat ne kadar da çekilmez bir hal aldı dimi. Ben bile yazarken bunaldım bu durumdan. İşte en büyük boşluk ve en kötü durum bu. Çaresizlik hani insan yaşamadan da bilemez bu durumu. Her şey dışarıdan bakıldığın da kolaydır yaşamayan için. Nasılsa bekara karı boşamak kolay. Çıkış yoktur. Erkek için bu durum çokta zor değildir. Boşar yada gider aldatır. Nasılsa toplumumuzda şöyle bi görüş var. Erkek yaparsa bunun adı çapkınlık kadın yaparsa anında hemen orospu damgası. Bu ne lahana turşusu bi olay yahu. İşte bu boşlukta kadın bir çıkış arar. Neden? Çünkü eksiktir hayat ona göre sevgi yoktur ilgi yoktur bir monotonluk vardır. O da biliyordur yanlış olduğunun ama ihtiyacı vardır bir şeylere en önemlisi sevgiye. Kadın bir çiçek misali her zaman ilgi şefkat ve sevgiye muhtaçtır. Bu yüzden bunun eksikliğini ne olursa olsun tamamlamak ister. Onu anlayan değer veren seven birini arzular. Ama bir yanı da çocuğundan dolayı kendini kötü hissettirir. Toplumumuzda kadın olmak gerçekten çok zor bi durum. Ben yadırgamıyorum böyle şeyleri çünkü hayatta bana göre her şey sevgi ve saygıdan geçer bundan ibarettir. Bu benim düşüncem yanlış yada doğru benim düşündüğüm bir şey bu.


Bir de bekarların boşluk durumu var tabi yalnızların. Onlarda evliler gibidir aslında ama tek bir farkla daha rahat daha özgürlerdir. Sınır yoktur. Karşındakinin durumu nasıl olursa olsun o boşluğu doldurmak isterler. Genelde zaten sevgiler hep bu boşluktan dolayı başlamaz mı? Mantıken öyle. Ama en güzeli yaşanacak sevginin aşkın gelip seni bulmasıdır diyecem de demiyorum gelen kişinin bir boşlukta olup olmadığını bilmiyoruz. Ben şuna inanıyorum eğer ortada bir sevgi varsa eğer mutluluk varsa bu hesapsızca çıkarsızca yaşanmalı Tabi karşılıklıysa bu sonunda ne olacak ne bitecek diye yargılamadan. Madem sonunda ölücez neden yaşıyoruz gibi bir mantık bu. Söylediklerim ne kadar çakışıyor dimi bir biriyle dedim ya en başta da derste alsak acı da çeksek sonunda üzülüp gecelerce ağlasak ta biz insan oğlu sevgiye ilgiye alakaya muhtacız. Ve bize gösterilen ufacık bir sevgide ilgide yelkenleri indirmeye dünden razıyız.

“Hayat sana oyunlar da oynasa sürprizler de yapsa yıkıldığın yerden yola devam etmek zorunda olduğunu sakın unutma” Cute Curute Kosovalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder